Zihnimiz artık bir bilgisayar ekranı gibi. Sürekli açık sekmeler, bir yandan gelen bildirimler, yarım kalmış fikirler, yazılacak yazılar, cevaplanacak mailler, planlanan projeler… Hepsi üst üste biniyor ve sonunda hiçbirine tam odaklanamıyoruz. Böyle bir ortamda üretmek, takip etmek ve yönetmek neredeyse imkânsız hale geliyor. İşte tam da bu noktada devreye giriyor Second Brain, yani İkinci Beyin.
Geçenlerde ofiste Hakan’la kahve içerken konuşuyorduk. “Ben artık her şeyi Notion’a atıyorum,” dedi. “Aklıma gelen fikri, müşteriyle konuştuğum detayları, hatta sosyal medya için düşündüğüm cümleleri bile. Kafamı yormuyorum, sistem hatırlıyor.” dediğinde durup düşündüm. Gerçekten de her şeyi zihnimizde tutmaya çalışmak, çağın yükü olmuş. Biz hâlâ beynimizi sonsuz bir hafıza kartı gibi kullanmaya çalışıyoruz. Oysa beynin görevi hatırlamak değil, üretmek.
Second Brain kavramı, Tiago Forte isimli bir danışmanın kişisel bilgi yönetimi üzerine çalışmaları sonucu ortaya çıkmış. Yöntem, dört temel adıma dayanıyor: Capture (Yakala), Organize (Düzenle), Distill (Süz) ve Express (İfade Et). Bir fikri ya da veriyi gördüğün anda yakalıyorsun, doğru klasöre yerleştiriyorsun, zamanla sadeleştirip özünü bırakıyorsun ve sonra onu bir üretime dönüştürüyorsun. Yani bilgi orada paslanmıyor, dönüşüyor.
Ben de o günden beri sistemimi oluşturmaya başladım. Notion üzerinden kurulu bir düzenim var artık. Müşteri görüşmeleri, içerik fikirleri, yapılacak işler, finansal notlar… Her şeyin bir yeri var. Bilgisayarımı açtığımda zihnimdeki karmaşayı değil, önceden hazırlanmış bir düzeni görüyorum. Hakan haklıymış; insanın zihnini boşaltması, üretimini hızlandırıyor.
Bu sistem sadece yazarlara, danışmanlara ya da içerik üreticilerine değil; işini dijital ortamda yürüten herkese lazım. Öğrenciden girişimciye, yöneticiden eğitmene kadar herkesin kafasındaki bilgi yükünü hafifletecek bir yöntem bu. Tüm online işler bu sistemle yönetilebilir: Ajanda, müşteri ilişkileri, fikir arşivleri, sunum notları, ekip içi görevler… Ne varsa, dijital beyninde toplanıyor ve zamanı gelince önüne seriliyor.
Second Brain bana şunu öğretti: Bilgiyi saklamak yetmez, onu düzenlemek ve zamanı gelince kullanmak gerekir. Aksi halde her şey bir kağıt yığınının arasında kaybolur gider. O yüzden diyorum ki; falınızda İkinci Beyin çıktıysa, bu defa kulak verin. Çünkü bu çağda bir beyinle sadece hayatta kalırsınız; ama ikinci bir beyinle üretirsiniz, yönetirsiniz, büyürsünüz.