Kolektif House’a her uğradığımda tanıştığım her girişimci mesleğimi öğrenir öğrenmez vergi sorularını sıralayıverir. Halbuki benim uzmanlığım ABD’de şirket kurulumu ve yatırımcı vizesi. “Yahu durun etmeyin” dememe kalmadan 15 – 20 soru ile ofise geri döner ve sevgili Fatih Pekar’ı ararım. Soruları titizlikle yanıtlar, bende cevapları soru sahiplerine iletirim. Sevgili Fatih, Social Enterprises LLC’nin dostum Samet Oynamış ile birlikte kurucularından. Social Enterprises LLC bünyesindeki amerikadasirket.com, delawaresirket.com ve delawareagency.com ile ABD’de şirket kurulumundan, yatırımcı vizesine, vergi hizmetinden iş danışmanlığına kadar birçok alanda hizmet veriyor. Sağolsunlar beni de ekibin başına getirerek onurlandırdılar. HaberTurk’te çıkan ve her konuyu “bilen” vatandaşların aksine bizim şirkette her konunun bir uzmanı ve o uzmanın bir ekibi var. Benim uzmanlığım şirket kurulumu ve yatırımcı vizesiyken görevim yöneticilik. Sevgili Fatih’in uzmanlığı ise ABD vergi sistemi. Benim sektörde gördüğüm en ciddi Türk vergi uzmanı. Bir şirket sahibi olarak yaptığı 18 saat mesainin yaklaşık 6 saatini CPA’liğine ayırıyor. Geri kalanını da vergi beyannamelerine ve diğer şirket işlerine. Türk vergi sistemini de bildiği için karşılaştırmalı vergi işinde oldukça iyi. Zira Türk müşterilerin konuyu kavraması için bolca örnekle konuyu anlatıp, sorularına sabırla cevap veriyor. Amerikan vergi sistemi ve vergi konularıyla ilgili bilgi kirliliğinin çok olduğu memleketimizde Fatih Pekar gibi birinin olması ABD’de faaliyet gösteren Türk firmalar için bir şans.
Dünya gazetesi şampiyonlar ligi gibi
Rahmetli Nezih Demirkent’in hikayesini sevgili İdil Taraklı’dan dinlemiştim. Bende bir huy var. Profesyonel uğraşlarımın üstadlarını sıkı araştırırım. Varsa biyografilerini muhakkak okurum. Birand’ı kerelerce okudum, İnalcık’ı altını çize çize dört kez okudum. Senaryosuna bile giriştim. Demirkent üzerine ciddi bir biyografi maalesef yok. Sevgili İdil böyle bir işe girişse ne güzel olur. Nezih Demirkent’in “mabedim” dediği DÜNYA’sı bir süre devam eden ekonomik sıkıntılar neticesinde Hakan Güldağ’a satıldı. Çalışanların bir süredir maaş alamadığı duyuluyor hatta birçok gazetecinin işine son verildiği biliniyordu. Diğer taraftan, Vahap Munyar Hürriyet çalışanlarının evlerine gönderilen tebligatla işten çıkarılmalarından haberi olmadığını söyleyerek, bana göre son derece onurlu bir davranış sergileyerek Hürriyet Genel Yayın Yönetmenliği’nden istifa etmişti. Şeref Oğuz da Sabah’taki görevinden çıkarıldığı iki aylık iznin ardından ayrıldı. Hakan Güldağ gazeteyi devraldıktan sonra organizatörlük yönünü iyi kullanarak bu usta isimleri Dünya gazetesine kazandırdı. Bana göre gazetecilik becerikli adam işidir. Hele ki Genel Yayın Yönetmenliği… Rahmetli İhsan Doğramacı bu organizatörlük yeteneğiyle Hacettepe’yi Hacettepe, Bilkent’i Bilkent yapmıştı. Hakan Güldağ Dünya gazetesini eski haline getirebilecek mi bilinmez ama Vahap Munyar’lı, Şeref Oğuz’lu, Osman Arolat’lı, Rüştü Bozkurt’lu Dünya şu an basılı medyanın en güçlü oyuncusu.
Yazarın izni olmadan kopyalanamaz, çoğaltılamaz ve kullanılamaz.
