ABD Adalet Bakanlığı, göçmenlik politikalarında federal otoriteyle iş birliği yapmadığı gerekçesiyle Los Angeles yerel yönetimine dava açtı. Dava, kentin “sığınak şehir politikası” olarak bilinen uygulamasının federal göçmenlik yasalarının uygulanmasını engellediği iddiasıyla açıldı.
Los Angeles Belediye Meclisi, Kasım 2024’te aldığı kararla kent kaynaklarının federal göçmenlik yasalarının uygulanmasında kullanılmasını yasaklamıştı. Bu adım, özellikle eski ABD Başkanı Donald Trump döneminden bu yana yerel ve federal yönetim arasında büyük bir tartışma konusu olmuştu.
Adalet Bakanlığı tarafından ABD Bölge Mahkemesine sunulan dava dilekçesinde, Los Angeles yönetiminin “yasal statüsü olmayan kişilerle ilgili bilgi paylaşımını reddettiği” ve bunun federal yasaları ihlal ettiği belirtildi. Dilekçede, 6 Haziran 2025’ten bu yana kentte “kanunsuz eylemler, isyan, yağmacılık ve vandalizm” yaşandığı ve bunun kent yönetiminin federal yetkililerle iş birliği yapmamasının sonucu olduğu ileri sürüldü.
ABD Adalet Bakanı Pam Bondi, yaptığı basın açıklamasında, “Los Angeles’ın politikaları, kentte artan şiddet, kaos ve kolluk kuvvetlerine yönelik saldırıların temel nedenidir.” dedi. Bakanlığın baş danışmanı Chad Mizelle ise sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı paylaşımda, “Kent yönetimi ya da halk buna katılsın ya da katılmasın, Los Angeles’ta federal göçmenlik yasalarını uygulamaya devam edeceğiz,” ifadelerini kullandı.
ICE Protestoları ve Ulusal Muhafız Müdahalesi
Los Angeles’ta son dönemde Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi (ICE) tarafından gözaltına alınan düzensiz göçmenlere destek amacıyla düzenlenen protestolar sırasında çok sayıda kişi gözaltına alındı, yer yer güvenlik güçleriyle protestocular arasında çatışmalar yaşandı.
ABD Başkanı Donald Trump, kentteki olaylara müdahale etmek amacıyla Ulusal Muhafızları görevlendirdiğiniaçıklamış ve yaşananlardan Demokrat yönetimi sorumlu tutmuştu. Bu kapsamda Savunma Bakanlığı, 4 bin Ulusal Muhafız’ın konuşlandırılması için harekete geçerken, yaklaşık 700 deniz piyadesi de Los Angeles’a gönderilmişti.
Söz konusu dava, federal hükümet ile yerel yönetimler arasında göçmenlik politikaları konusunda yaşanan yetki çatışmasını bir kez daha gündeme taşıdı. Davanın sonucu, yalnızca Los Angeles için değil, diğer “sığınak şehir” statüsüne sahip kentler açısından da önemli bir emsal teşkil edebilir.