Alanlarında yakaladıkları başarılar ile bütün dünyada kendilerinden söz ettirmeyi başarmış Türkler’i anlattığımız yazı serisinin bugünkü ismi; Harvard ve MIT’nin sağlık bilimleri profesürlüğünü yapan biyomedikal mühendis, Prof Dr. Mehmet Toner.
Hayatının ilk 28 yılını İstanbul’un Moda semtinde geçiren Toneri liseyi Sanit Joseph Lisesi’nde bitirdi. O sıralar çalışmayı pek sevmeyen bir öğrenci olduğunu söyleyen ünlü mühendis, Fransız matematik öğretmeninin çabaları sonucu çalışkanlığı benimsedi.
Çocukluğundan beri doktor olmak istemesine rağmen ÖYS’de tıp ve elektronik mühendisliğinden sonra üçüncü tercihi olan makine mühendisliğini kazanabildi.
İTÜ Makine Mühendisliğini bitirdikten sonra tek kelime İngilizce bilmemesine rağmen, üniversite hocasının yönlendirmesiyle Yale, Brown, MIT ve Michigan üniversitelerine başvurdu. Tam burslu kabul edildiği Yale Üniversitesi’ndeki Turan Hoca’sının ona MIT’de yeni açılan Biomedikal Bölümü’nü önermesi, çocukluk hayalini gerçekleştirmek için bir şans tanıyarak yardımcı doçent ünvanıyla MIT Tıp Fakültesi’nde çalışmaya başlamasını sağladı.
Daha sonra yayımladığı 300’den fazla makale ve yaptığı çalışmalar sayesinde Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Öğretim Üyeliği yapmaya başladı.
Burada geçirdiği 11 yılın ardından profesörlük ünvanını alan Toner Harvard’da bulunun 9 bin öğretim üyesi arasında profesör ve kürsü sahibi olan yüzde üçlük kısımda yer almayı başardı ve aynı zamanda bu seçkin üniversitede kürsüsü bulunan da tek Türk.
Biyomedikal mühendislikteki çalışmalarını mikro ve nano teknolojilerden yararlanarak hızlandıran Toner, kanser alanındaki çalışmalarının sonucu geliştirdiği yenilikçi icadı ile adını tüm dünyaya duyurmayı başardı.
Kredi kartının yarısı büyüklüğündeki mikroçipi ile bir saniyede iki milyondan fazla hücreyi analiz edip, kanserli hücreleri proteinlerine göre saptayıp yayılmasını engelliyor.
AmerikadaBugun.com
Asil Burak Yürük
