Genetik test alanının öncülerinden 23andMe, yaşadığı siber saldırı ve dava süreçlerinin ardından iflas başvurusunda bulunmuştu. Şirket, kurucu ortak ve eski CEO Anne Wojcicki’nin başkanlığını yaptığı kâr amacı gütmeyen TTAM Research Institute tarafından 305 milyon dolara satın alınmak üzere anlaşmaya vardı.
2023 yılında yaşanan büyük çaplı veri ihlali sonrasında açılan davaların mali yüküyle sarsılan 23andMe, Mart 2025’te iflas korumasına başvurdu. Wojcicki, şirketin yönetiminden ayrılarak bağımsız bir teklif sunmak için harekete geçti. Ancak ilk etapta 256 milyon dolarlık teklifiyle ilaç devi Regeneron alıcı olarak açıklanmıştı.
Wall Street Journal’ın haberine göre, Wojcicki’nin vakfı TTAM (Twenty-Three And Me’nin baş harflerinden oluşuyor) bu ay başında beklenmedik bir teklif sunarak süreci yeniden başlattı. Regeneron’un teklifi yükseltmeyi reddetmesiyle, TTAM’ın 305 milyon dolarlık önerisi kabul edildi.
TTAM, satın alma işlemi tamamlanmadan en az iki iş günü önce müşterilere bilgilendirme yapılacağını açıkladı. Vakıf, 23andMe’nin mevcut gizlilik politikalarına bağlı kalacak, kullanıcıların verilerini silme ve araştırmalara katılmama haklarını sürdürecek. Ayrıca, satın alımın tamamlanmasından sonraki 90 gün içinde bir Tüketici Gizlilik Danışma Kurulu oluşturulacağı da belirtildi.
LinkedIn üzerinden açıklama yapan Wojcicki, “TTAM Research Institute’un 23andMe’nin genetik veriye erişim, anlama ve faydalanma misyonunu sürdürecek olması beni heyecanlandırıyor,” ifadelerini kullandı. Wojcicki, bireylerin genetik verileri üzerinde şeffaflık ve kontrol hakkına sahip olması gerektiğini vurguladı.
Ancak satın alım süreci hâlâ resmî olarak sonuçlanmış değil. Anlaşmanın iflas mahkemesi tarafından onaylanması gerekiyor. Ayrıca, başta New York Başsavcısı Letitia James olmak üzere 28 eyalet başsavcısı satışa itiraz ederek yasal süreç başlattı.
Başsavcı James yaptığı açıklamada, “23andMe, milyonlarca kişinin kişisel genetik bilgisini onların rızası olmadan açık artırmaya çıkaramaz,” diyerek satışın kişisel mahremiyet açısından ciddi sorunlar barındırdığını belirtti.
Bu gelişme, genetik verilerin geleceği ve bireysel mahremiyet konusunda yeni bir dönemin kapılarını aralıyor.