ABD Başkanı Donald Trump’ın çağrısının ardından Coca-Cola, yerli şeker kamışıyla tatlandırılmış yeni bir ürün çıkaracağını açıkladı. Ancak şirket, mevcut mısır şurubu kullanımını büyük ölçüde sürdürme planında olduğunu belirtti. Trump, Truth Social üzerinden yaptığı paylaşımda, “Coca-Cola ile ABD’de yerli şeker kamışı kullanılması konusunda konuştum ve kabul ettiler” ifadelerini kullanmıştı.
Coca-Cola Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su James Quincey, yatırımcılara yönelik yaptığı açıklamada, tüketicilerin farklı tat ve deneyimlere ilgisini göz önünde bulundurarak şeker kamışı içeren ürün yelpazesini genişleteceklerini söyledi. Quincey, yeni kola çeşidinin klasik Coca-Cola ürününün yerini almayacağını, mısır şurubu kullanımının ise büyük ölçüde devam edeceğini vurguladı.
Şirketin ABD’de halihazırda “Meksika Kolası” adıyla şeker kamışı bazlı bir ürünü bulunuyor, ancak bu ürün yerli üretim olanlara göre daha yüksek fiyatla satılıyor. Coca-Cola’nın şeker kamışına yönelmesi, ABD iç piyasasında şeker fiyatlarının yüksek seyretmesi ve ithalat kotaları nedeniyle maliyet avantajı arayışı olarak da değerlendiriliyor.
ABD’de yapay renklendiriciler ve sentetik katkı maddelerinin ürünlerden çıkarılması planlanırken, Coca-Cola’nın bu yeni ürün hamlesi, Trump yönetiminin sağlıksız içeriklere yönelik baskılarının bir parçası olarak görülüyor. Sağlık Bakanı Robert F. Kennedy Jr.’ın öncülüğündeki “Make America Healthy Again” kampanyası, yüksek fruktozlu mısır şurubunun sağlık etkilerine dikkat çekerek, gıda sektöründe daha sağlıklı ürünlere geçişi teşvik ediyor.
Ancak uzmanlar, şeker kamışı ve mısır şurubu arasındaki sağlık farklarının sınırlı olduğunu ve asıl önemli olanın toplam şeker tüketiminin azaltılması olduğunu belirtiyor. Ayrıca, ABD’de şeker kamışı üretiminin iç talebi karşılamakta yetersiz kalabileceği yönündeki endişeler, tedarik zinciri açısından soru işaretleri yaratıyor.
Gıda sektöründe Kraft-Heinz, Lay’s, Tostitos ve Hershey’s gibi büyük şirketler, yapay renklendiriciler ve sentetik katkı maddelerinin kademeli olarak ürünlerden çıkarılması taahhüdünde bulunurken, ABD Gıda ve İlaç Dairesi de bu süreçte bazı katkı maddelerini aşamalı olarak yasaklamaya devam ediyor. Ancak maliyet artışları ve tedarik zorlukları, bu dönüşümün önündeki önemli engeller arasında yer alıyor.