TwitterFacebookGoogle+(Kaynak: http://www.usasabah.com/ Esra Yerebakan) Boston, New England Bölgesi’nin Massachusetts eyaletinde bulunan, ABD’nin en eski ve varlıklı şehirlerinden biridir. 17. yüzyılın başlarında Amerika’nın yerlileri tarafından kurulmuş ve ülkenin Avrupa’dan göç alan ilk şehirlerinden biri olmuştur. Bu güzel ve büyük şehrin adı, bölgeye ilk yerleşen Püritan mezhebine bağlı İngilizler tarafından, İngiltere’deki Boston kasabasının adı gibi St. Botolph’s Town kelimesinin kısaltılmasıyla oluşturulmuştur. Harvard Üniversitesi ve MIT Üniversitesi Kampusları: Harvard Üniversitesi: 1636 yılında kurulan Harvard Üniversitesi, ABD’nin en eski yüksek öğretim kurumudur. On beş milyondan fazla kitap kopyasını bünyesinde barındırıyor olmasından dolayı dünyanın en büyük akademik kütüphanesine sahip olma unvanını da elinde tutan bu kurum, birçok alanda verdiği eğitimle de dünya sıralamasında daima ilk beşe girmeyi başarmıştır. Metroyla kırmızı hattı kullanarak direk kampusun içine girebilir, öğrencilerin arasında gezebilirsiniz. Kısaca ‘Kampus’ olarak adlandırılan bu bölge aslında küçük bir mahalle sayılabilecek genişliğe sahiptir. Bu alan içindeki Harvard Square (Harvard Meydanı), öğrencilerin ders aralarında toplanıp dinlendiği, yiyecek ve içecek bir şeyler de bulabileceğiniz en keyifli bölümdür. MIT Üniversitesi (Massachutes Institute of Technology): M.I.T özellikle teknoloji ve mühendislik alanlarında dünyanın en iyi üniversitesi olma unvanına sahip 1861 yılında kurulmuş, toplam 5 fakültede 26 bölümüyle eğitim veren bir üniversitedir. Mezunları arasında başarılarıyla dünya tarihine damga vurmuş sayısız ünlü isim vardır. Bu üniversite, verdiği eğitim kalitesinin ispatı olarak, tam 72 Nobel Ödülünü bünyesinde barındırır. Harvard Üniversitesi gibi MIT Üniversitesi de Charles Nehri’nin Cambridge tarafında yer alır. Yine kırmızı hatlı metro ile MIT kampusuna girebilir, hatta kartsız girişe izin veren birkaç fakülte binasını da gezerek derslikleri de görebilirsiniz. Kampus içerisindeki sokaklarda park etmiş halde bulabileceğiniz ‘Restoran Arabalar’, atıştıracak bir şeyler almanız için en ekonomik tercih olacaktır. Toplamda 129 km uzunluğa sahip ve yolculuğu boyunca 22 şehri gezerek Boston’a varan, Charles River (Charles Nehri), Atlantik Okyanusu’na da burada kavuşur. Charles Nehri’nin üzerindeki -aynı zamanda yürüyerek geçebileceğiniz- Longfellow Köprüsü, Cambridge’i Boston’a bağlarken özellikle gece orada olanlara, İstanbul Boğazını hatırlatan bir manzara sunar. Ayrıca her mevsim üzerinde görebileceğiniz yelkenliler de fotoğraf tutkunları için oldukça iyi bir malzeme oluşturur. Ekim ayında Boston’u ziyaret edenler, her yıl düzenli olarak yapılan yelkenli yarışlarını da izleme şansı yakalayabilirler. Boston gezinizde Charles Nehri’nin kıyılarında sakin bir yürüyüş yapabilecek zamanı mutlaka ayırmalısınız. Duck Tours (Ördek Turu), Boston’un simgesi haline gelmiş, hem karada hem de suda gidebilen oldukça ilginç araçlarla, rehber eşliğinde çıkacağınız 1,5 saatlik bir şehir turudur. Duck Tours otobüslerinin kalktığı iki ana durak vardır. Bunlardan biri Prudential Center (Prudential Binası) diğeri ise New England Akvaryumu’ndan yola çıkar. Biletlerinizi her iki merkezden temin edebileceğiniz gibi resmi internet sitesinden de alabilirsiniz. 1969 yılında açılan bu büyük akvaryum her yıl 1,3 milyonu bulan ziyaretçi sayısıyla mutlaka görmeniz gereken bir yer. Dört katlı bu binanın her yerinden görülebilen havuz, akvaryumun en ilgi çeken kısmı. Yüzlerce deniz canlısını bünyesinde barındırır. Newburry Caddesi, Boston’un en hareketli yerlerinden biridir. cadde boyunca 1850’lerden kalma tarihi binaların arasında lokantalar, sanat galerileri, pastaneler ve popüler markaların butiklerini bulabilirsiniz. Newbury, hareketliliği ve ışıltısıyla Boston’un kalbinin attığı yerlerden biri olarak görülür. (Duck Tour’a katılırsanız bu cadde de tur dâhilindedir.) ‘North End’ adı verilen bu küçük İtalyan mahallesi okyanus ile şehrin arasına kurulmuş, pastane ve lokantalarıyla ünlü bir bölgedir. En popüler caddesi Hannover Street, en ünlü pastanesi ise, Mike’s Pastry ve Modern Pastry’dir. Yemek yemek için deniz ürünlerinin sunulduğu restoranların oldukça temiz ve uygun fiyatlı olduğunu söyleyebilirim. İstanbul’un en ünlü mekânlarından biri olan Lucca’nın aslını da bu cadde üzerinde görebilirsiniz. Museum of Science (Bilim Müzesi): Museum of Science, bilim ve teknoloji alanında pek çok değerli bilgi ve esere ev sahipliği yapan bölgenin en büyük müzelerinden biridir. 1965 yılında dünya yörüngesinde dolaşan ‘Gemini’ uzay gemisinden özel donanımlı tiyatrolara kadar, pek çok alternatifi meraklılarına sunar. Detaylı bilgi için: www.mos.org USS Consititution Museum (Donanmaya Ait Askeri Müze): 1974 yılında faaliyeti durdurulan Amerikan Donanması’na ait bu askeri üssü, ücretsiz olarak gezebilirsiniz. Amerikan savaş tarihiyle ilgili birçok bilgi alabileceğiniz bu müze, özellikle çocuklar için son derece eğitici olabilecek sunumlarla dolu. Detaylı bilgi için: www.ussconstitutionmuseum.org Museum of Fine Arts (Güzel Sanatlar Müzesi): Bu müze, sanat düşkünleri için, sayısız kıymetli ressam ve sanatçının eserlerini bir arada bulabilecekleri çeşitlilikte hazırlanmış. (Van Gogh’un da birçok eseri burada sergilenmektedir.) MOF bünyesinde, halka açık çeşitli eğitici programlar da düzenlenmekte ve resmi internet sitesinde duyurulmaktadır. Detaylı bilgi için: www.mfa.org Prudential Binası Boston’un en yüksek yapısıdır. Birçok yerden rahatlıkla bu binayı görebilirsiniz. Giriş katında 70’e yakın mağaza ve lokantadan oluşan (Saks Fifth Ave. Gucci, Lacoste… vb) bir alışveriş merkeziyle sizi karşılayan bu mekânın en üst katında bulunan (52.kat) Top of the Hub adlı restorana uğramadan buradan ayrılmayın derim. Ancak, muhteşem Boston manzarası eşliğinde yemek yiyebileceğiniz bu restoranın fiyatlarının biraz yüksek olduğunu bilmenizde fayda var. 1742 yılında Peter Faneuil tarafından Boston’a hediye edilmek üzere inşa edilen Faneuıl Marketplace binası, yaklaşık 250 yıllık tarihi boyunca Boston halkı ve turistleri tarafından çok ilgi görmüş bir yapıdır. Sokak satıcıları, festivalleri, lokanta ve mağazalarıyla her daim ilgi çekmeye devam edeceği de aşikârdır. Boston’da gezerken bazı sokaklarda yere döşenmiş ve düzgün bir hat oluşturan kırmızı tuğlalar dikkatinizi çekecektir. Bu kırmızı tuğlarla belirlenmiş yol The Freedom Trail’dir (Özgürlük Yolu). Bu yolda Boston’ a ait 16 tarihi bölgeyi gezme imkânı yakalayabilirsiniz. Bu tur aynı zamanda Amerika’nın ilk tarihi yürüyüşlerinden biridir. Bazı kaynaklarda Boston’a ‘Yürüyen Kent’ denmesinin sebebi de bu Özgürlük Yolu’dur.